2 bin 500 yıldır kutlanan başka bir 1 Mayıs
Vakanüvis
1 Mayıs İşçi Bayramı, dünyanın pek çok ülkesinde kutlanıyor, çok sayıda ülkede bugün resmi tatil.
Günümüzdeki popülerliği emek, işçi, çalışma şartları eksenli olan 1 Mayıs’ın tarihi, 1800’lü yılların sonuna uzanıyor.
Oysa baharın yaza yaklaşmasının kutlaması olan “Antik çağ 1 Mayısı”nın kökeni ise neredeyse M.Ö. 500’lere kadar gidiyor.
Keltler başlattı, Yunan ve Romalılar sürdürdü
Eski çağlarda, tabiatın ruhu olduğuna inanan Kuzey toplumları, mevsim dönüşlerine büyük önem atfetmekteydi. Putperest Keltler’in inanışına göre, güneş kış aylarında kötü ruhlar tarafından esir tutuluyor, 1 Mayıs geldiğinde ise serbest bırakılıyordu.
Keltler ile Britanya Adaları sakinleri, bu inanışla “yazın geri dönüşü” olarak adlandırdıkları 1 Mayıs’taki festivalde bir araya gelir ve kelimenin tam anlamıyla “çılgın eğlenceler” düzenlerlerdi. Dönemin diğer pagan toplumlarından olan Antik Yunan ve ardılı Roma’da da bu Kelt bayramı benimsenmişti.
1 Mayıs günü insanlar toplanırlar, müzik, dans ve şarap eşliğinde ormanlık alanlarda, ruhları kutsayan şölenlerde eğlenirlerdi. Bu gün, zamanla Romalılar’ın en eski tanrıçalarından birine, çiçek ve bitki örtüsünün tanrıçası Flora’ya adanmıştı. 1 Mayıs’a büyük önem veren devlet, festivali bir süre sonra, ülke çapında beş günlük bir tatile de çevirmişti.
Eski 1 Mayıs, tam bir kitlesel taşkınlıktı
Roma İmparatorluğu yönetimi, bu eğlenceler için büyük bütçeler ayırır, gösterilerde şarkıcı, dansçı ve oyuncular görevlendirir, katılımcılara yiyecek ve şarap sağlardı. Bütün bu kolaylaştırıcı desteklerden dolayı zaman içinde Bahar Bayramı’ndaki eğlenceler giderek çığırından çıkmıştı.
Flora Festivali’nin rutinleri; konserler, pandomim gösterileri, tamamen çıplak sergilenen tiyatrolar, sirklerdi. Fallik bir sembol olan “Mayıs Direği”nin etrafında toplanan kadınlı erkekli grupların “direk danslı” yakınlaşmaları, festivalin en kitlesel taşkınlıklarındandı. Pagan Roma şartlarında bile bunları aşırı bulan, bayramın müstehcen şenlikler haline gelmesini eleştiren isimler vardı.
Törenlerde; bağırarak kötü ruhlar ile cadıları korkutmak, hayalet köpeklere tereyağlı ekmek ikram etmek, periler ineklerin sütlerini çalmasın diye nöbet tutmak gibi yığınla hurafe de vardı.Törenler, tanrıça Flora’ya adanan kurbanların kesimi ile sona ererdi.
Papalık, festivali ehlileştirmeye çalıştı
Ortaya çıkışını müteakiben bir süre sahih halini koruyan Hristiyanlık, Avrupa’nın değişik bölgelerinde yaygınlaşma sürecine girdiğinde ise pagan inançlar yeni dine bulaşmaya başlamıştı. Roma imparatorları ile Papalar, bu durum karşısında Hristiyanlığın ilkelerini kararlılıkla korumak yerine, eski inançlarla yeni dini telif etme çabasına gireceklerdi.
Verdikleri tavizlerle halkın gönlünü Hristiyanlığa ısındıracaklarını düşünüyorlardı. Dini otoritelerin düzenlemeleriyle Mayıs Direği haç haline getirilmiş; kutlamalar, marangozların piri sayılan Aziz Joseph’e adanarak aşırılıklar törpülenmeye çalışılmıştı. Yeni mitoloji, süreçte sayıları giderek artan İncil’lerin pek çoğuna ilave edilen yazımlarla, Hz. Meryem’in amcasının oğlu marangoz Yusuf’un etrafında örülmüştü.
Asırlar geçtikçe, kıta Avrupası’nda Bahar Bayramı kökleşirken, özellikle İngiltere ve ABD’de yoğunlaşan Püriten Protestanlar ise etkinliklere mesafeli kalmışlardı. Püritenler, 1 Mayıs’ın pagan kökenlerine karşı çıkıyorlardı. Bugün bile Protestan toplumlar, 1 Mayıs’ı Katolikler kadar yoğun bir şekilde kutlamıyor.
Bu arada Vatikan, Soğuk Savaş yıllarında, 1 Mayıs’ın dünya çapında komünist etkilerle kutlanmasına karşı, kapitalist Batı cephesinin direnişine desteğe gelmişti. 1955 yılında Papa Pius XII, aldığı bir kararla kiliselerin 1 Mayıs’ı, komünistlerinkine alternatif olarak, kapsamlı bir şekilde kutlaması talimatını verecekti. Papalık terminolojisinde 1 Mayıs artık, “İşçi Aziz Joseph Bayramı” olarak yer almaktaydı.
İşçi Bayramı ilk çıktığında eylül ayındaydı
Günümüzün işçi hareketi eksenli kutlamaların kökeni ise 19’uncu yüzyılın sonlarında, ABD’de ortaya çıkmıştı. Emekçi hakları için kutlanmaya başlanan bu gün, aslında Eylül ayı içindeydi. 1800’lerin sonlarında Amerika’daki çalışma koşulları çok kötüydü. Haftanın 7 günü, 12 ila 15 saat arasında çalışılan, kadın ve çocukların yetişkin erkeklere göre daha da fazla sömürüldüğü bu çalışma pratiği, işçilerin tepkisine yol açıyordu. Sık sık isyanlar çıkıyor, güvenlik güçleriyle yaşanan çatışmalarda işçiler bazen hayatını kaybediyordu.
Nihayet, 5 Eylül 1882 tarihinde, o dönemin en geniş katılımlı protesto eylemini gerçekleştiren işçiler, aileleriyle birlikte New York’ta bir piknik düzenlemişlerdi. İşverenler ve hükümet yetkilileri, bu büyük katılımlı eylem karşısında bir süre sonra, 1885 yılında çalışma şartlarında iyileştirmelere giden düzenlemeler yapmışlar, pazar gününü de tatil olarak ilan etmişlerdi. İşte o tarihten itibaren ABD’de İşçi Bayramı 5 Eylül’de kutlanmaya başlamıştı. ABD’de de mayıs ayındaki kutlamalar ise 1 Mayıs 1886’da Chicago’daki bir başka işçi eyleminde çıkan olaylarda hayatını kaybeden dört işçinin anısına başlatılmıştı. Günümüzde, ABD’de iki tarihte de törenler düzenlenmekte.
İşçiler, “beyaz giyen zenginler”in havasını bozmuştu
Özellikle ilk yıllardaki işçi kutlamalarında, katılımcıların genelde beyaz giyinmesi ise eski dönemlerden kalan bir anlayışa tepkiyle alakalıydı. O dönemde zenginler, tatile gidecekleri zaman beyaz giyinir, böylece üstü başı kirlenmeden rahatça tatil yapabilecek durumda, kısacası varlıklı olduğunu çevresine göstermiş olurdu.
İşte; işçiler, kutlamalarda toplu halde beyaz giyinerek, zenginlerin bu ayrımcı tutumuna karşı, hafta tatili hakkı kazanmalarına göndermede bulunarak, “Ben de tatil yapabiliyorum” mesajı vermeye çalışmışlardı. İşçilerin bu tutumu üzerine zenginler ise bir süre sonra, tatillerde adeta üniforma gibi beyaz giyme alışkanlığını bırakacaklardı.
“Yeni 1 Mayıs”ı en çok komünistler sahiplendi
Avrupa ve dünyanın diğer pek çok ülkesinde, İşçi Bayramı’nı 1 Mayıs tarihi ile ilişkilendiren girişim ise 20’nci yüzyılın başlarında görünür hale gelecekti. Avrupa’daki komünist çevreler, Yaşlı Kıta’da 1 Mayıs’ın öteden beri Bahar Bayramı olarak kutlanmasını dikkate alarak, bu yaygınlığı işçi hareketinin popülerleşmesinde kullanmak istemişlerdi.
Öte yandan, 1884 yılındaki ABD merkezli kitlesel grevlerin 1 Mayıs’ta başlaması da bir başka etkendi. Geçmişte başka tarihli büyük grevler de vardı ama 1884’tekinin Bahar Bayramı’nın tarihi ile denk düşmesi eylemleri kitlesel kılmak için bir fırsat sunmaktaydı. Komünist önderler, Bahar Festivali’nin enerjisini siyasi ajitasyona dönüştürme arzusundaydılar.
İkinci Enternasyonal’in 1904 yılındaki Altıncı Konferansı’nda, dünyadaki tüm sosyalist, komünist ve anarşist örgüt mensubu proletaryanın, 1 Mayıs’ı enerjik bir şekilde kutlaması karara bağlanmıştı. Bu tarihten sonra da 1 Mayıs, dünya çapında sol ideolojik tonların baskın olduğu bir eylem haline dönüşecekti.
– Joanna Gillan, “1 Mayıs Nedir?” Pop Arkeoloji Sitesi Ancient Origins, 1 Mayıs 2019
– Lindsay Lowe, “1 Mayıs’ı Neden Kutluyoruz?”, Parade Magazin